Dudak Uçuklatacak En İyi Kadın Oyuncu Performansları

Beş kez Oscar’a aday gösterilmiş ABD’li oyuncu ve çocuk kitabı yazarı Julianne Moore, gözümüzün bebeği. Still Alice filmindeki performansıyla 87. Akademi Ödülleri Töreni’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanmıştır.

Coen kardeşlerin 1998 yapımı The Big Lebowski filminde zengin bir adamın histerik kızını canlandıran Julianne Moore daha sonra Alfred Hitchcock‘un unutulmaz filmi Psycho nun yeni versiyonunda, Marion Crane rolünde yer aldı. Yani aldı başını gitti. Takdirle uğurluyoruz.

1971 yılında The Playboy of Seville isimli oyun ile başladığı kariyerinde rol aldığı ilk sinema filmi 1977 yapımı Julia olmuştur. Streep yine bir rekor kırarak 28 Altın Küre’ye aday olmuş ve sekizini kazanmıştır. Aynı zamanda iki Emmy ödülü, İki BAFTA ödülü, iki Screen Actors Guild Awards ödülü, bir Cannes Film Festivali ödülü ve bir Tony Award adaylığı almıştır.

Bence en iyi performansı Mamma Mia idi ama tabi daha sayabileceğimiz birçok fevkaladenin fevkinde filmi var. Örneğin; Julie and Julia, The Devil Wears Prada, Doubt ve Yapay Zeka.

140 milyon dolarlık servetiyle Hollywood’un en zengin oyuncusudur. Hakediyor mu? Tabi ki.. 1990 yılında Pretty Woman ile ‘ben buradayım, çekilebilirsiniz’ diyerek herkesi alaşağı etti.

Erin Brockovich ile Akademi Ödülü kazanan Julia, bununla da yetinmedi. Notting Hill, Oceans Eleven, Mona Lisa Smile, Closer, Eat Pary Love en bilinen ve sevilen filmler arasında. Benim favorim hayatınızda önemli değişiklikler de yaratabilecek olan Ye, Dua Et, Sev filmi oldu. İzlemeyen varsa, yumulsun.

Asıl adı Alicia Christian Foster. Robert De Niro ile oynadığı Taksi Şoförü ve Anthony Hopkins ile başrolünü paylaştığı Kuzuların Sessizliği filmleri, onun adının şimdiden gelmiş geçmiş en iyi oyuncular listesine yazılmasını sağladı.

Foster, ilk sinema filmi yönetmenliği 1991 yapımı Little Man Tate filmi ile yaptı. Oyuncu olduğu kadar iyi de bir yönetmen ve yapımcı olması ile bilinir. 70. Altın Küre ödül töreninde eşcinsel olduğunu açıklayan Foster, ailesinin ve yakın çevresinin bu durumu daha önceden bildiğini de dile getirdi ve biraz daha isim yaptı.

Tiyatro ile işe başlayıp sonrasında büyüdükçe büyüyen lakin bir yerde de tıkanıp kalan hafif bahtsız kadın oyuncumuz. Ps I Love You filmi ile gönülleri fethetti. Tabi sadece bu da değil. Boneville, Relative Strangers Solace, Unconditional Love, A Civil Action gibi filmlerde de boy gösterdi. Sevimli yüzü ile tam bir anne, tam bir yol gösterici. Bence muhteşem bir filmde parlamayı hakediyor. Misery filmi ile En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü ve En İyi Kadın Oyuncu Altın Küre Ödülü – Drama (Sinema) aldı.

Emmy , BAFTA ve Akademi ödüllü İngiliz aktris ve senaryo yazarı. Yani ne ararsak onda. Thompson’un sinemadaki ilk önemli rolü 1989 yapımı bir romantik komedi olan The Tall Guy isimli filmdi. 2003’te Love Actually ve 2004’te Harry Potter ve Azkaban Tutsağı filminde rol aldı. 2008 yılında Dustin Hoffman ile birlikte Last Change Harvey filminin başrolünde rol aldı. Kariyeri boyunca 78 adalığı vardır. 36 tanesinde ödüle kavuşmuştur.

1992 yılında Howards End isimli filmdeki rolü ile Oscar ve BAFTA Ödüllerini kazandı. İkinci Akademi Ödülü’nü ise 1996’da Jane Austen’ın Sense and Sensibility romanında sinemaya uyarlanan Sense and Sensibility filmiyle, En İyi Uyarlama Senaryo dalında aldı. Hem senaryosunu yazdığı hem de oynadığı bu filmde aynı zamanda En İyi Aktris dalında Oscar’a aday gösterildi.

Film kariyerinin başlangıcını 1980 yılında rol aldığı The Hollywood Knights ‘la yaptı. Ama ilk defa Scarface(1983) filmindeki performansıyla dikkatleri üzerine çekti. Pfeiffer Dangerous Liaisons filmindeki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü’ne ve The Fabulous Baker Boys (1989) ve Love Field (1992) filmleriyle En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü’ne aday gösterildi.

Güzelliği ile de yıkıp geçen Michelle, sinema tarihine birçok filmle adını yazdırdı. En son kendisini Dark Shadows ile gösterdi. 

Tiyatro oyunculuğuna başlayan Emily Watson, 1996 yılında sinemaya geçti. Tiyatroda olduğu gibi sinemada da başarılı bir oyunculuk sergileyen Watson, oyunculuğunda Judi Dench’i örnek aldığını belirtmiş, Hilary and Jackie filmindeki rolü ile ikinci kez “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Oscar’a aday gösterildi.

Red Dragon, Corpse Bride, The Water Horse: Legend of the Deep, The Book Thief, The Proposition gibi filmlerde kendisini kanıtladı. Mis gibi mis.

Benim listedeki favori ismimdir kendileri. Oyuncu olarak ilk çıkışını K. M. Peyton’ın A Pattern of Roses adlı eserinin televizyon uyarlamasında, sinema kariyerindeki çıkışını ise Lady Jane filminde başrolde yer alarak gerçekleştirdi.

Manzaralı Oda, Dövüş Kulübü, Zoraki Kral ve Harry Potter serisinde canlandırdığı Bellatrix Lestrange gibi çeşitli rollerde oynadı. Yönetmen Tim Burton‘la sık sık işbirliği içinde bulundu ve onunla birlikte Maymunlar Gezegeni, Büyük Balık, Ölü Gelin, Charlie’nin Çikolata Fabrikası, Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi, Alis Harikalar Diyarında ve Karanlık Gölgeler gibi filmlerde çalıştı.

Gwyneth Paltrow, 1991 yılında Shout isimli filmle oyunculuk kariyerine başladı. Aynı yıl Steven Spielberg’in, Kanca adlı filminde Genç Wendy’yi canlandırdı ve bu rolüyle ismini duyurmayı başardı.

1998 yılında Aşık Shakespeare‘deki rolüyle, “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Altın Küre ve Oscar ödüllerini kazandı. Eğer izlemeyen varsa, ikinci iş bunu izlemeye koyulsun. Tabi İron Man serisindeki performansını da gözardı etmemek lazım.

Kendini ilk olarak Dead Calm (1989)’daki Sam Neill’in genç karısı rolü ile gösterdi. Daha sonradan Days Of Thunder (ki bu filmde Tom Cruise ile tanışmıştır. 2001 yılında Moulin Rouge (Kırmızı Değirmen) filmiyle hem sesinin güzelliğini hem de oyunculuk yeteneğini bir kez daha göstermiş ve ilk defa Oscar’a En İyi Kadın Oyuncu dalında aday olmuştur. Fakat Oscar’ı ona kazandıran (Saatler) The Hours’deki Virginia Woolf karakteri olmuş, en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kazanan ilk Avustralyalı aktris olmayı başarmıştır. Sonradan Dogville, Cold Mountain, The Stepford Wives, The Golden Compass gibi filmlerde de rol alsa da bu filmler diğerleri kadar ilgi görmemiştir.

Yönetmenliğini Joe Wright’ın yaptığı Jane Austen’ın Gurur ve Önyargı kitabından uyarlanan Aşk ve Gurur isimli 2005 yapımı filmde canlandırdığı Elizabeth Bennet rolü ile Oscar, Altın Küre, ve Satellite ödüllerine aday gösterildi. 20 yaşında Oscar’a aday gösterilen Knightley, En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü’ne en genç aday gösterilen 3. kişi oldu.

1999’da yeniden çevrilmeye başlanan Yıldız Savaşları filminin ilkinde Kraliçe Amidala’nın yerine geçen nedime Sabé rolünde idi. Knightley 2008 yılında gösterime girmesi beklenen The Edge of Love filminin kadrosuna katıldı. Bizim favori filmimiz ise Karayip Korsanları olacak.

2006 yılında Patrick Wilson ile baş rolü üstlendiği Lolipop filmindeki oyunculuğu büyük takdir topladı. X-Men: Son Direniş filminde canlandırdığı Kitty Pryde rolü ile de Hollywood’daki yerini sağlamlaştırdı.

ltın Küre’ye En İyi Kadın Oyuncu – Müzikal veya Komedi dalında aday gösterildi. BAFTA En İyi Kadın Oyuncu ödülüne ve BAFTA Yükselen Yıldız Ödülü’ne de aday olan oyuncu 20 yaş ve 335 günlük iken Juno ile En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü’ne aday gösterildi. Page Akademi Ödülleri tarihinde En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’a en genç aday olmuş 4. isim olmayı başarmıştır.

Disney filmi Prenses Günlükleri ve onun 2004’teki devam filminde Mia Thermopolis’i oynadıktan sonra şöhrete kavuştu. Hathaway o zamandan beri 2005 tarihli Havoc ve Brokeback Mountain gibi drama filmlerinde de oynadı. Ayrıca Meryl Streep ile oynadığı Şeytan Marka Giyer (2006), Jane Austen’ı canlandırdığı Aşkın Kitabı (2007) ve Christopher Nolan’ın yönettiği Yıldızlararası (2014) filmlerinde yer aldı.

Benim kendisine en çok yakıştırdığım rol, Alice’deki Beyaz Kraliçe. Ama eserleri birden fazla olunca kafa karışıklığı olmuyor da değil.

İlk çıkışını 1993 yılında “Demolition Man” ve “Speed” filmleri ile yaptı. Speed filmi hasılat rekorları kırmıştır. Hız Tuzağı, Miss Congeniality, 28 gün, Sen Uyurken , The Net, Adım adım Cinayet, Göl evi ve Sıradışı gibi önemli yapıtlara imza atmıştır.

2010 yılı Mart ayında düzenlenen Oscar ödül töreninde “En İyi Kadın Oyuncu” dalında Oscar almıştır. Sadece oyunculuk da yapmıyor, Minions gibi sevimli filmlerde seslendirmeler de yapıyor.