Avengers: Infinity War Spoiler’lı Film İncelemesi

Sinema tarihinin en görkemli yapımlarından biri olan Avengers: Infinity War, geçtiğimiz günlerde izleyiciyle buluştu. Peşin peşin söylemekte fayda var, film Marvel’ın ustalık eseri. Bir dönemi bitirip yeni bir dönemi başlatan bir başyapıt.

Marvel Sinematik Evreni, 10 yıl boyunca çektiği 18 filmle beraber bize birçok karakteri tanıma fırsatı sundu. Öznenin sinematik evren olması hasebiyle tanıyıp gönül bağı kurduğumuz bu karakterleri, 10 yıllık süreç içerisinde sık sık bir arada gördük. Ama hiçbiri Infinity War’da izlediğimiz kadar bütünlük içerisinde ve bir şölen havasında olmadı.

Öncelikle film, bahsettiğimiz gibi 18 filmlik bir birikimin senteziyle oluştuğundan televizyon dizileri de dahil olmak üzere geniş Marvel külliyatına hakim olmayı gerektiriyor. Çünkü kalabalık kadrosu ve değinilmesi gereken konuların çokluğu nedeniyle filmde geçen referansları durup açıklayacak vakitleri yok. Yalnızca filmin başında, adında da geçen ve tüm savaşın bel kemiğini oluşturan sonsuzluk taşları Wong tarafından izleyiciye anlatılıyor.

Avengers: Infinity War Film İncelemesi

Perdeyi Thor: Ragnarok’ta bıraktığımız, içinde Asgard halkının bulunduğu uzay gemisinde açıyoruz. Karşımıza daha ilk saniyeden tüm ihtişamıyla Thanos çıkıyor. Bir görsel efekt şahikası olan Thanos ayrıca övülmeyi hak eden bir CGI’a sahip. Karakterin, 2012’de vizyona giren Avengers filminin after credits sahnesindeki haliyle arasında dağlar kadar fark var. Katlettiği Asgard halkının arasında gezinerek güç gösterisi yapan Thanos, Loki’den uzay taşı olan “Tesseract”ı istiyor. Bu sırada çoktan güç taşını almış ve evrenin yarısını yok etme gayesiyle çıktığı yolundaki ilerleyişini sürdürüyor. Daha filmin ilk dakikaları olmasına rağmen Tesseract’ı verip vermeme hengamesinde iki kayıp yaşıyoruz. Bunlar, Thor’un kadim dostu Heimdall ve evrenin çoğu süper kahramandan daha çok sevilen villianı Loki. Erken başlayıp art arda yaşanan ölümler, filmin gidişatı hakkında bir ipucu niteliğinde.

Thanos’un küçük zaferiyle biten uzay macerasından sonra Tony Stark’ı görüyoruz. Bu işlerden elini eteğini çekmiş ve müstakbel karısı Pepper Potts ile koşuda. Infinity War’dan önceki en büyük event olan Civil War’da Potts’u görememiştik. Hatta bu durum Tony Stark’ın seçimlerinde belirleyici bir etken olmuştu. Ancak filmde Pepper Potts ve Tony stark düğün için gün sayıyor ve keyifleri gayet yerinde. Çizdikleri bu huzurlu tablo Doktor Strange’in bir portal açıp, evrenin selameti için Iron Man’e ihtiyaçları olduğunu söylemesiyle sona eriyor.

Tony Stark ve Stephen Strange İlk Kez Karşılaşıyor

Bu sahneyle birlikte evrenin iki devi Tony Stark ve Stephen Strange ilk kez karşılaşıyorlar. Benzer karizma, ego ve güce sahip olan karakterlerin kimyası filme dair en güzel şeylerden biri. Genellikle çatışma halinde olan Iron Man ve Doktor Strange aynı zamanda filmin sonuna kadar omuz omuza savaşmaya da devam ediyor. Bruce Banner, Doktor Strange ve Tony Stark’tan oluşan ekip Thanos’u ve amacını öğrenip harekete geçiyor.

Bu noktada kısa bir es vererek karakterleri nerede bırakıp nerede bulduğumuza bakmamız gerekiyor. Bruce Banner’ı böyle büyük bir event içinde en son Avenger: Age of Ultron ‘da görmüştük. Sonra karşımıza Thor Ragnarok filmiyle başka bir gezegende Hulk olarak çıkmıştı. Tony Stark ise en son beraber yer aldıkları Age of Ultron’dan sonra kendisi için hem psikolojik hem fizyolojik olarak yıpratıcı olan Captain America: Civil War’da yer aldı. Yani çok yakın arkadaş olan Banner ve Stark, iki yıldır birbirlerini görmüyorlar ve bu süreçte kişisel olarak birtakım zorluklar yaşadılar. Hal böyleyken akıllara birbirlerini gördükleri an bir tık daha dramatik olabilir miydi soruları geliyor.

Doktor Strange’in Başı Belada

Kaldığımız yerden devam edelim. Zaman taşının koruyucusu olan Strange’in başı belada. “Children of Thanos” sıfatıyla zaman taşını almak için dünyaya gönderilen Maw ve Obsidion, Strange’i kaçırıp uzay gemisine bindiriyor. Bu noktada hikayeye örümcek hislerinin peşinden uzay gemisine koşan Örümcek Adamımız Peter Parker dahil oluyor. Solo filmlerinde tatmin edici derecede yansıtılamayan örümcek hisleri, İnfinity War’a çok güzel yerleştirilmiş. Doktor strange, İron Man ve Örümcek Adamın gemiye binmesiyle savaş uzaya çıkmaya başlıyor. Ama uzaydaki tek ekip onlar değil tabi ki.

Sarkastik tavırları ve güldüren iletişimleriyle Galaksinin Koruyucuları ekibi olağan yolculuklarından birini yaparken cama yaralı bir şekilde Thor’un çarpmasıyla ikinci ekibimiz oluşuyor. Infinity War’ın çok başarılı yaptığı şeylerin başında şüphesiz, daha önce hiç yan yana görmediğimiz karakterleri bir araya getirerek keyifli sekanslar yaratmak. Galaksinin Koruyucuları ekibi ve Thor da, bunlardan biri.

Thor, Thanos’un üçüncü sonsuzluk taşı olan Gerçeklik Taşı’nı almak için Knowhere’e gideceğini söylüyor ve ekip harekete geçiyor. Ekibin içinde Thanos’un üvey kızı Gamora’da yer alıyor. Bu biyolojik olmayan bağ, öykünün gidişatı için stratejik bir yere sahip. Çünkü evrendeki yerini bilmediğimiz tek taş olan Ruh Taşı’nın yerini sadece Gamora biliyor. Filmden önce Ruh Taşı’nın nerede olduğuna dair birçok teori ortaya atıldı ancak eminim hiç kimse taşın, Red Skull tarafından korunan Vormir’de çıkacağını tahmin etmemiştir. Vormir yolculuğunda üçüncü kaybımızı yaşıyoruz. Red Skull’un, “a soul for a soul” diyerek Thanos’un taşı almak için sevdiği birini feda etmesi gerektiğini söylemesiyle Thanos’un Gamora’yı feda etmesine şahit oluyoruz.

Avengers: Infinity War’un Kötüsü de Çok Kötü

Artık şunu çok iyi biliyoruz ki, bir süper kahraman filmi ancak filmin kötüsü ölçüsünde iyi olabilir. Marvel’ın bugüne kadar muzdarip olduğu iki konudan biri buydu. Diğeri ise filmlerin hatrı sayılır soundtacklere sahip olmamasıydı. Ancak son yıllardaki yapımlara bakarsak Vulture, Killmonger karakterleri ile içi dolu villian ve Black Panther filmiyle de akılda kalıcı müzikler yapma işini büyük ölçüde halletti. Thanos ise amacına olan motivasyonu ve empati yapabilmemize olanak sağlayan davranışlarıyla evrenin en ayağı yere basan kötülerinden.

Daha önce karşılaştığımız kötü adamlar gibi ütopik istekleri yok. Hatta yöntemindeki yanlışlıkları revize ettiğimiz takdirde hak bile verebileceğimiz bir amaç güdüyor: Evrenin kaynakları tükeneceği için popülasyonun yarısını yok etmek. Doktor Strange’in “soykırım” diyerek tek kelimeyle özetlediği bu amaç uğruna her şeyi yapabilecek kadar deliriyor Thanos. Kendi kızını öldürmek dahil. Verdiği bu kayıpla dördüncü taşı da almış oluyor.

Peter Quill’in Tepki Gören Sahnesi

Sona yaklaşırken filmin en tepki gören sahnesi olan Quill’in sahnesine değinelim. Galaksinin Koruyucuları ve Doktor Strange, Tony Stark, Peter Parker’dan oluşan ekip savaşı Titan’a taşımış, üstelik Thanos’u durduracak hamleyi yapmayı başarmıştı. Ancak Quill’in Gamora’nın öldüğünü öğrenmesiyle yaptığı çıkış, kazanılan kısa süreli üstünlüğü bozuyor. Son derece büyük sonuçlar doğuran bu hareket aslında Peter Quill’in personası göz önüne alındığında çok da ilginç değil. Çünkü zaten iki Guardians of the Galaxy filmiyle tanıdığımız Star Lord, son derece fevri ve duygusal bir karakter. Yaşadığı şok sonrasında duygularıyla hareket etmesi yadırganacak bir hamle değil.

Burda konuşulması gereken konu, Titan’daki savaşın başlamasından kısa bir süre önce elindeki zaman taşıyla geleceğe gidip, yalnızca 1 tanesini kazandığımız 14 milyon farklı alternatif sonu gören Doktor Strange. Yani Stephen olabilecek her sonucu gördü ve Quill’i bu hamleyi yapmadan önce engelleyebilirdi. Bununla başlayan soru işareti koleksiyonumuz, yolculuğun başında “taşla senin veya çocuğun hayatı arasında bir seçim yapmak zorunda kalırsam tereddüt etmeden taşı seçerim” diyen Strenge’in, Tony Stark’ın hayatını kurtarmak için zaman taşını Thanos’a vermesiyle büyüyor.

Doktor Strange Tüm Alternatifleri Gördü mü?

Bu sahnelerden çıkarılabilecek mantıklı tek bir sonuç var. Doktor Strange 14 milyon alternatif içerisinden kazandığımız tek bir yolu gördü. Bunun için de Tony Stark’a ihtiyacı olduğunu, ve tüm süreç boyunca yaşanan her şeyin yaşanması gerektiğini bildiği için müdahale etmedi. Yani tüm olanlar Doktor Strange’in öngörüsü altında. Bu çıkarımdan sonra savaşın bir diğer ayağı olan Wakanda’ya dönelim.

Kaptan Amerika’nın ekibiyle birlikte dahil olmasıyla, Wakanda’da görkemli bir meydan savaşı yaşanıyor. Filme dair olumsuz bir eleştiri sayılacaksa, 2018 yılında, üstelik teknolojide bir dünya markası olan Wakanda’da mızrakla meydan savaşı yapılmasının son derece tutarsız ve can sıkıcı olduğunu söyleyebilirim. Geçtimiz 10 yıl boyunca bu evrenle birlikte yapay zekalar, LMD’ler, robottan ordular ve biyolojik silahlar gördük ancak hala savaş sekansı olarak düz ovada birbirlerine doğru bağırarak koşan mızraklı insanlar görüyoruz. Gerekli serzenişi de yaptığıma göre devam edebiliriz.

Geriye alınması gereken tek bir sonsuzluk taşı kaldı: Zihin Taşı. Taşın Age of Ultron’la beraber hayatımıza giren Vision karakterinde olduğunu görmüştük.  Vision tarafından taşın Thanos’un eline geçmemesi için Scarlett Whitch’in yok etmesi fikri atılıyor. Teknik olarak mantıklı ama uygulamada sıkıntılar çıkarabilecek bir fikir. Öncelikle Steve Rogers işe yarayacak olsa bile bir hayatı kolayca harcamaya izin verecek biri değil. Ayrıca bahsi geçen planda ölen Vision, öldüren de Scarlett Witch olacağı için yürek yakan bir aşk hikayesinin kapıları aralanıyor. Ancak başka yolu yok. Milyonların selameti için Scarlett Witch sevdiği adamı öldürmek zorunda kalıyor.

Çok Konuşulan Sahne

Bazen yapılan planlarda hesaba katılmayan noktalar olabilir. Thanos’un çoktan zaman taşını ele geçirmesi ve Wanda’nın yok ettiği zihin taşını geri getirip görkemli eldiveni infinity gaunlet’e takması gibi. Zihin taşının da alınmasıyla kudretli kötü adamımız Thanos tüm taşları toplamış oluyor. O sırada sinema tarihinin en epik girişini yapan Thor’un yeni baltasını Thanos’un göğsüne saplamasına şahit oluyoruz. Son derece efektif olan bu hamle birtakım stratejik hatalar yüzünden başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bu nedenle Thor’un yüce baltasıyla Thanosun elini kesmek yerine göğsünü hedef alması, Quill’in gafından sonra en çok konuşulan ikinci sahne.

Sonunda olmaz denilen oluyor ve belki de tekrarı yaşanmayacak bir şekilde kötü adam kazanıyor. Film sadece bu kararıyla bile son derece cesur. Thanos hayal ettiği gibi tek hareketiyle nüfusun yarısını yok ediyor. Akabinde tek tek silinen süper kahramanlarla duygu dolu anlar yaşıyoruz.

Son Cümleler

Bu sahnelerin etkileyiciliği hakkında birkaç kelam etmekte fayda var. Çünkü ölen karakterlerin hemen hemen hepsinin resmi olarak duyurulan devam filmleri olduğundan, 2019’da vizyona girecek Avengers 4 filminde karakterlerimizin hayata döndürüleceği çok bariz. Bu nedenle her ne kadar Peter Parker’ın son sözleri bizi kahretse de mutlak bir ölüm olmadığını bilmek etkileyiciliği azaltıyor.

Filmde bir diğer bahsedilmesi gereken konu ise güç dengesizlikleri. Filmin başında Hulk’un Thanos’un karşısında saniyeler içinde yere serildiğini gördük. Sonlara doğru ise Steve Rogers’ın gücüne güç katan Thanos’a karşı koymasını izledik. Tutarsızlıklar bununla da bitmiyor. Age of Ultron’da gücüyle bizi mest eden Vision’ı bu filmde başından sonun kadar kendini bile kollayamayan bir karakter olarak izledik. Buna mukabil sadece üstün dövüş yetenekleriyle ekipte kendine yer bulan Black Widow Thanosun çocuklarına karşı hatrı sayılır bir direnç gösterdi. Sonuç olarak bariz tutarsızlıklara sahip bir güç skalası izledik bu filmde.

Avengers: Infinity War Bir Şaheser

Çok fazla karaktere ev sahipliği yapan bir event olmasının getirdiği bir pürüz daha var. O da bazen karakterlerin solo filmlerindeki haline çok sadık kalınamaması. Bu, bir ölçüye kadar seyirci insiyatifine göre tolere edilebilir bir durum. Ancak Bruce Banner bugüne kadar çizilen profilin hayli dışına çıktı. Banner’ı gergin ve ciddi görmeye alışmışken filmde belki de en ciddiyetsiz karakter olarak yer alması çok da kabul edilebilir değil.

Nihayetinde daha önce de belirttiğim gibi Infinity War, süper kahraman filmi seven-sevmeyen herkes için şapka çıkarılacak nitelikte bir iş. Çok fazla karakterle birden çok lokasyonda geçmesine rağmen son derece akıcı ve  vermek istediği her şeyi vermeyi başaran bir film. Gidip izlenilesi olduğunu defaatle belirttiğime göre Russo kardeşleri ve Kevin Feige başta olmak üzere emeği geçen herkese bu görsel şölen için teşekkürü bir borç bilirim.