It (O) Filmini Spoilersız İnceledik

1293

“Can you smell the circus, Georgie? There’s peanuts… cotton candy… hot dogs… and…”

Bu incelemeye büyük konuşarak başlamak niyetindeyim. Şöyle ki filmin ilk on dakikasında en iyi Stephen King uyarlamalarından biri olduğuna inandım. Hatta ve hatta daha büyük oynayıp son zamanlarda yapılan en iyi “remake” kararlarından biri diyebilirim. Bahsetmek istediğim çok şey var ancak bu yazı daha çok filme “gidilmeli mi gidilmemeli mi?” temasında olduğundan kendimi sıkıp spoiler vermeden kısacık bir yazı yazmak istedim. Tabi eski versiyonlarıyla kıyaslamalar olacağından filmin temasına küçük de olsa hakimiyetiniz varsa okumanızı öneririm. Hatta ufak ufak başlayalım.

- Reklamlar -

It (O) Filmini Spoilersız İnceledik

It (O) 2017 Film İncelemesi

Doksan yılında çekilen adaptasyonu, geç tükettiğimden de olabilir beklentimi karşılamaya yaklaşmamıştı bile. Hatta “coulrophobia” denen palyaço hastalığı illetini büyük bir kitleye nasıl enjekte ettiğine anlam verememiştim. Başarılı bir adaptasyondu ama başarılı bir film olarak göremedim ben eski IT’i. Bunun öznel bir çok sebebi var ancak örnek
vermek gerekirse Pennywise karakterinin çok konuşması ve filmin gerçekten çok uzun olması en başta geliyor. Eğer benim gibi düşünen o küçük kitleden biriyseniz yeni IT’e
koşa koşa gidebilirsiniz. Zira filmin aldığı kararlar bir uyarlamayı bu kadar değiştirebilir. Mesela derhal iki bölüme ayrılmış film. Hem çocukluk dönemlerinin hem yetişkinlik dönemlerinin aynı filmde yorucu olacağını düşündükleri için teşekkür etmekte fayda var.

Kurcalamaya oyunculukla başlarsak yüzümdeki gülümsemeyi silmem zaman alır. Özellikle “Lucky 7” üyelerinin her biri birbirinden yetenekli, birbirinden tatlı. Hatta Pennywise dahil
filmdeki en başarılı performanslara sahipler. Her sahnede var olmalarına rağmen bir tanesi bile irite etmedi. Evet başrollerimizin performansı tabi ki çok önemli ama merak edilen
bu değil biliyorum. Dans eden palyaço Pennywise. Dürüst olmak gerekirse Pennywise’ımız Bill Skarsgård‘ın üstüne karakterin eski oyuncusu Tim Curry kadar yük binmemiş. Bu da tercihle alakalı tabi. Bana kalırsa filmin yaptığı en iyi tercihle hatta. Eski Pennywise’ımız bol bol gevezelik eden, komik olmaya çalışan bir varlıkken, yeni adaptasyonda varlığıyla bile büyük rahatsızlık veren, asla sempati duyamadığımız bir karaktere evrilmiş. Böylece korku türüne bence çok daha yakışan ve çok karizmatik bir Pennywise elde etmiş olduk. Bill Skarsgård’a, Tim Curry kadar yük binmemiş dedik ama kendisine zimmetlenen rolün hakkını da sonuna kadar veriyor.

It Filmi ile İlgili Son Cümleler

En önemlisi filmde korktum değerli okurlar. İkinci yarısında kırmızı balon görmek istemediğime karar verdim. Bir kere teknoloji çok iyi kullanılmış. Bundan bahsetmeden geçemeyeceğim. İzleyiciyi rahatsız edecek fikirler o kadar iyi görsele aktarılmış ki
teknolojiye teşekkür etmeden geçemiyoruz. Filmde bir çok korku izleyicisinin ucuz bulduğu “Jump Scare” sahnelerinden bolca var. Ancak bunu bile içerisine oldukça güzel yedirmiş. Filmi asla zayıflatmıyor. Aksine korkudan korkma durumuna getiriyor sizi.
Üstelik filmin ana teması korkmak olduğundan, karakterlerin korkuları da daha iyi kurgulanmış gibi hissettirdi. Ya da düşündüğümden daha fazla korktum ve aksini yazasım gelmiyor.

Andy Muschietti’nin yönettiği filmin başrollerini Jaeden Lieberher, Jeremy Ray Taylor, Sophia Lillis, Finn Wolfhard ve Bill Skarsgård paylaşıyor. Stephen King‘e biraz bile sempatisi olanlara ve Stranger Things sevenlere şiddletle öneririm.

It (O) Film İncelemesi

Müzik - 7
Görsellik - 9
Oyuncu Performansları - 7
Yönetmen - 8
Senaryo - 8

7.8

Harika

Efsanenin devamı...Fazla söze gerek yok!

User Rating: Be the first one !
Önceki İçerikBlack Mirror’ın 4. Sezon Fragmanı Yayınlandı
Sonraki İçerik22 Eylül 2017 Vizyondaki Filmler ve Haftanın Filmi