San Andreas Fayı (2015) Film İncelemesi

1598

California’da yaşanan ve Batı Kıyı Şeridi’nin tamamını etkileyen büyük çaplı bir deprem faciasının ardından yaşanan arama kurtarma sürecinde, itfaiye eri Ray’in yaşadıklarını ön plana alan San Andreas Fayı, genç adamın duygusal hayatı ile sorumluluklarını dengede tutma çabasına odaklanıyor.

San Andreas Fayı (2015) Film İncelemesi

- Reklamlar -

San Andreas Fayı (2015) Filminin Konusu

San Andreas Fayı’nın kırılması ile 9 şiddetindeki bir depremle Kaliforniya sallanır. Bir arama kurtarma pilotu ve artık araları pek de iyi olmayan eşi, Los Angeles’tan San Francisco’ya, kızlarını kurtarmak için yola çıkarlar. Ancak, kuzeye yaptıkları bu tehlikeli yolculuk, henüz sadece bir başlangıçtır. Ve ne zaman en kötüsü artık bitti diye düşünseler, daha da kötüsü başlamaktadır.

Sinema salonuna gidip izlemediğimden dolayı pişmanlık yaşadığım birçok film var. Bu film de bunlardan birisi. En azından ses ve görsel efektlerini tam anlamıyla hissedebilmek için sinemada izlemeyi tercih ederdim. Geçtiğimiz günlerde 4.4 şiddetinde yaşanan İstanbul depreminin gecesinde izledim bu filmi. 99 depremini yaşamış ve biraz da psikolojik olarak depremlerden çok etkilenen, en ufak depremi dahi anında hisseden bir insan olarak bu filmi öyle bir gecede izlemek benim için kolay olmadı. :)

San Andreas Fayı (2015) Filminin Detayları

Film hakkında birkaç yorum okumak istediğimde herkes efektlerin başarılı olduğundan bahsetmiş. Bir film içerisinde kullanılan efektler ve görsellikler benim için çok önemli. Çünkü işlenen konuyu ancak görsel efektler ve ses efektleriyle tam anlamıyla aktarılır seyirciye. Senaryoyu çok fazla beğenmedim ben. Konu güzel, bu şekilde yaşanan aksiyon-gerilim birleşmesini çok seviyorum ama senaryo –sanki- gerçekten zayıf gibi geldi bana.

Oyuncular çok zayıf! Başarısız! Baba rolünde olan Dwayne Johnson’un bu rolde bu kadar durgun olması bende hayal kırıklığı yarattı. Bir kızını kaybetmenin suçunu kendisinden bulduğundan mıdır, nedir bu durgunluk? Tamam, kızını kurtarmak için çok zorlu bir mücadeleye giriyorsun ama bir telaşlan yahu! Sende de insanı rahatsız eden bir tavır var. Tabi kızının ölümle karşı karşıya gelince olayın ciddiyetini kavradın ve sonunda gerçekten o sinirini ve tedirginliğini hissettirdin.

Alexandre Daddario’nun film içerisinde mücadelesini çok takdir ettim. Ölümle o şekilde karşı karşıyayken babasına geleceğine dair olan sonsuz inancını hiç kaybetmedi, hep mücadele etti. Sadece kendisini değil, üvey babasının şirketinde tanıştığı ağabey kardeşi de kendisiyle birlikte zorlu mücadeleye sürükledi ve hayatlarını kurtardı. Güzelliği zaten ortada, oyunculuğunu da sevdim.

Bir çok filmdeki başarısının aksine bu filmde beni hayal kırıklığına uğratan bir isim; Carla Gugino. O nasıl berbat bir oyunculuk yahu? Bir anne olarak kızın için endişelenmiyorsun, uğruna kocanı terk ettiğin adamı silip tekrar kocana karşı duygular besliyorsun. Tabi olaylar tam olarak böyle olmamış olabilir, eski kocasına karşı duyguları sadece bir yerlerde saklanmış olabilir ama yine de o şekilde davranması gerekmezdi. Gerçi eski kocası demek ne kadar doğru olur bilmem çünkü film içerisinde görüyoruz ki Ray’e boşanmak için gerekli evraklar, Emma sevgilisinin evine taşındıktan daha sonra gidiyor. Her olumsuzluğa karşı; son sahnelerde kızını kurtarmak adına yaptığı cesurca hareket beni memnun etti.

IMDb puanı 6,2 yerinde olmuş. Üstü olamazdı, altı olabilirdi. Fark ettim de filmlere yaptığım puanlandırmalarda çoğu zaman ya sadece ya da sadece müziklerden dolayı yüksek puan veriyorum. Bu filmde de yüksek puanımı görsellikten yana kullanacağım. :)

Filmin sonunda ve fragmanda duyduğumuz o güzel şarkıyı da şöyle koyayım bari, tık! ^^

San Andreas Fayı Fragman

San Andreas Fayı (2015) Film İncelemesi

Müzik - 7
Görsellik - 9
Oyuncu Performansları - 4
Yönetmen - 5
Senaryo - 5

6

Eh işte!

Zamanınız varsa izlenir de yoksa bu filmi pas geçebilirsiniz...

User Rating: Be the first one !
Önceki İçerikAlready Tomorrow in Hong Kong Fragmanı Yayınlandı
Sonraki İçerikMad Max: Fury Road (2015) Film İncelemesi
ayipamabu
Biraz kitap, biraz film, biraz müzik, biraz fotoğrafla bir ömür yaşatıyorum kendime.