Son zamanlarda aşk filmlerine karşı bir ön yargı oluşmuştu kafamda. İzlesem de ‘’Peh, cıvık ilişkiler işte’’ deyip geçiştiriyordum. Tabi bu benim kendi hüznümle ilgili değil, kesinlikle değil, neyse. Her nasılsa pek hoşuma gitmese de kendimi aşk filmi izlerken buluyorum.
The Best Of Me / Unutulmaz Aşk Film İncelemesi Başlasın
Aylar önce izlediğim bir filmdi Unutulmaz Aşk / The Best Of Me. O akşam biraz aceleye gelmişti, filmin güzelliği aklımdaydı ve tekrar izlenecekler arasında yerini almıştı. Tekrar izlediğimdeyse, gerçekten güzel bir yapım olduğunu fark ettim.
Çocukluktan süre gelen, bireylerin içinde kalan ve asla ölmeyen aşkların işlenmesi benim çok hoşuma gidiyor. Gerçek hayatta da bunun olduğunu bildiğimi göz önüne alırsak; çizelgede olumlu kısma bir artı atıp filmi izlemeye devam ediyorum. Film hakkında söylenecek çok şey var ama izlemediğinizden dolayı hiçbir şey de söylemek istemiyorum. Söylediğim gibi film; gençlik yıllarında sevgili olan ama daha sonradan ayrılan bir çiftin yaklaşık 21 yıl sonra tekrar karşılaşması ile ilerliyor. Hem gençlik yıllarından hem de şimdiki zamandan kesitler sunmuş bize Michael Hoffman. Ayrıca Amerikalı yazar Nicholas Sparks’ın romanından uyarlanan bir filmdir. Filmde gençlerimiz sınıf farklılığı sebebiyle sıkıntı yaşıyor, bu da ilişkilerinin zedelenmesine sebep oluyor. Filmde ki sınıf farklılığı, uzun zamana ayrılması, geri dönüşlerin olması aklıma The Notebook filmini getirdi. Birebir aynılık yok tabi fakat öyle bir anımsadım benzerliklerden dolayı.
Liana Liberto’nun Amanda rolünü Michelle Monaghan’dan daha çok beğendim. Belki de Michelle yılların verdiği yorgunluk, üzüntü ve yaşananlardan kaynaklanan hüznünü yansıtmaya çalıştı ama bu benim hoşuma gitmedi. Bazı yerlerde eksik kalmış gibiydi.
The Notebook gibi klasikleşmiş bir film beklentisi içinde olmadan izlenmesi gereken bir film. Ortak –arkadaş mı demeliyim bilmiyorum- arkadaşlarının ölümü sonucunda bir araya gelen Dawson ve Amanda’nın karşılaştığı sahne en çok hoşuma gitti. Maç izlerken hep ‘’Hakem bitir artık hakem!’’ diye isyan edenlerdenim ben de. Bu filmde de öyle oldu, ‘’Yönetmen biti artık yönetmen!’’ diye sinirimden çıldırdığımı da buraya eklemek istiyorum. Bir çok sahne tam bir final sahnesi gibiydi. Hep ”Hadi bari böyle bitsin” diye söylendim ama yönetmen yine yapacağını yapmış, ne diyeyim. Genel olarak gerçekten hoşuma giden ve sonunun beni ağlattığı bir film oldu. Eksikler ve yanlışlar tabi ki vardı. Ama güzel sahnelere bakarak ve sevgili James Marsden’ın yakışıklılığı, Michelle Monaghan’ın da güzelliğiyle ufacık göz ardı edebiliriz sanki, ne dersiniz?
The Best Of Me / Unutulmaz Aşk Fragman
The Best Of Me / Unutulmaz Aşk Film İncelemesi
Müzik - 7
Görsellik - 6
Oyuncu Performansları - 7
Yönetmen - 6
Senaryo - 7
6.6
Güzel
Aylar önce izlediğim bir filmdi The Best Of Me. O akşam biraz aceleye gelmişti, filmin güzelliği aklımdaydı ve tekrar izlenecekler arasında yerini almıştı.