Yıl içinde ister beyaz perde olsun, ister televizyon dizisi, Marvel yapımlarına aktif bir şekilde ulaşabiliyoruz. Ne var ki her zaman bu yapımlardan bir tanesi reklamının kusursuz yapılması veya uyarlandığı çizgi romanının beklemeye değer önem arz etmesi gibi nedenlerle yılın yapımı haline geliyor.
Captain America: Civil War, Marvel‘ın film takviminde yerini aldığından beri büyük bir iştahla beklenen filmlerden. Bunun nedeni ise filmin Captain America filmi olmasına rağmen severek izlediğimiz diğer süper kahramanları da içermesi. Filmden ve beklentilerimizden bahsettiğimize göre değerlendirmeye geçelim.
Captain America: Civil War Film İncelemesi Başlasın
Ekibimizi en son Avengers: Age of Ultron‘la bırakmıştık. Yapay zeka felaketini konu alan bu filmle beraber hayatımıza Vision, Scarlett Witch gibi karakterler katılmış, ekip arasında Civil War‘a göz kırpan gerginlikler yaşanmıştı. Yapım, Tony ve Steve arasındaki uyuşmazlığı en başından beri ilmek ilmek dokudu. Herkes elini vicdanına koysun. Civil War gibi bir filmle taraf seçmek zoruna bırakılmadan önce de hepimiz tarafımızı çoktan seçmiş, destekçisi olduğumuz karakterle aramızda sağlam bir gönül bağı kurmuştuk bile. Bu savaşa dönük arbedeyi çıkaran nedene gelince:
Hayatlarını insanlığı korumaya adamış kahramanlarımız, felaketlerle savaşırken bazen hiç istemedikleri tavizler vermek zorunda kalıyorlar. Nijerya’da gerçekleşen biyolojik silah hırsızlığını engellemeye çalışırken birçok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine neden olunması, uzun süredir bu durumdan rahatsız olan Amerikan hükümeti ve Birleşmiş Milletler için bardağı taşıran son damla oluyor ve tüm süper kahramanların hükümet denetimine girmesi gerektiğini bildiren ‘Sokovia Anlaşması’ hazırlanıyor. Bu noktada anlaşmanın çıkış noktasının çizgi romanla son derece paralel olduğunu görüyoruz. Çizgi romanda da New Worriors ekibi yüzünden Nitro’nun kendini patlatmasıyla yüzlerce sivil ölmüş, bu da Sokovia Anlaşması benzeri bir anlaşmanın hazırlanmasına ortam hazırlamıştı. Ardından anlaşmayı imzalayıp imzalamamaya dair iki ayrı yol oluştu.
Captain America: Civil War’dan Bir Tony Stark Geçti
Hatırlarsanız Tony Stark’ın Iron Man‘e dönüştüğü ilk filmde, süper kahramanlığını ilan eden Tony “Dünya güvenliğini özelleştiriyorum, daha ne istiyorsunuz?” diyerek özerk hareket edeceğini ve denetim altına girmeyeceğini vurgulamıştı. Öbür tarafta 2. Dünya Savaşı’nda orduya girerek Amerikan milliyetçiliğinin temelini oluşturan ve ülkesine sadıklığıyla bilinen Kaptan’ı hatırlıyoruz. Bu mantığa göre iki taraf da kararını yıllar önceki filmlerde çoktan vermiş gibiydi. Ne yazık ki öyle olmuyor.
Aykırı ve başına buyruk hareketleriyle tanıdığımız Tony devlet denetimine girmeyi kabul ederken, Kaptan anlaşmayı imzalamayı reddediyor. Seçimler bizi kısa süreli şaşırtsa da ilerleyen dakikalarda her iki tarafa da ikna oluyoruz. Öncelikle film, Iron Man’in olup, sevgilisi Pepper Potts’un olmadığı ilk film. Pepper son derece sorumsuz olduğu gerekçesiyle Tony’i terk etmiş. Bu yıkım, Sokovia’da hayatını kaybeden bir sivilin annesinin, oğlunun ölümünden Tony’i sorumlu tutmasıyla devam ediyor ve Tony Stark insanlığı korumaya çalışırken aslında onlara daha fazla zarar verdiklerine ve artık kontrol altında tutulmaları gerektiklerine karar veriyor. İşin bu tarafından bakınca son derece mantıklı bir argüman olduğunu kabul edebiliriz. Fikirlerin masaya döküldüğü sırada Vision, son zamalarda hayli artan felaketleri etki-tepki mekanizmasıyla özdeşleştirerek güçlerinin rekabeti doğurduğunu savunuyor ve denetim altında tutulmanın haklılığını açıklıyor.
Captain America: Civil War’ın Derinlerine İniyoruz
Iron man, Vision, Black Widow ve Rhodey’den oluşan ekip çabucak toparlanarak anlaşma karşıtı birliği oluşturuyor. Kaptan Amerika, Sam, Scarlett Witch ve Hawkeye’ın argümanı ise yaptıklarının sonuçlarını üstlenmedikleri ve özgür hareket etmedikleri sürece gerçek bir kahraman olamayacakları yönünde. Saflar ve karakterler oluştuktan sonra sıra filmin temelini oluşturan kötüye geliyor.
Bir filmin kalitesini ortaya koyan en önemli etken sağlam bir kötü karakterdir. Her ne kadar bir iç savaş temasını işlese ve karakterlerin kendi arasında savaşmasını konu alsa da, filmde hepimizin tanıdığı, hatta birçoğumuzun sevdiği bir karakter var. Steve’in Brooklyn’deki çocukluğuna kısa bir yolculuk yaparsak hemen hatırlayacağımız bir isim: Bucky. Bucky’nin aslında film arasına sıkıştırılamayacak kadar uzun ve köklü bir hikayesi var. Filmde potansiyel bir canavara dönüşen karakterin Hydra tarafından beyninin yıkanmasıyla amansız bir kış askerine dönüştürülmesine tanık oluyoruz. Her durumda realist ve objektif tavrını koruyan Steve’in hassaslığı ve böylesine tedbirsiz, yanlı yaklaşımlarının nedeni de, karşısındaki kötünün çocukluk arkadaşı Bucky olması.
Iron Man ve ekibi anlaşmayı imzalamak için Wakanda’ya gittiklerinde müstakbel süper kahramanımız Black Panther tüm görkemiyle kendini gösteriyor. Wakanda kralı T’Chaka’nın toplantıdaki patlama sonucu ölmesiyle oğlu T’Challa patlamanın müsebbibini bulmak ve babasının intikamını almak üzere Black Panther karakterine bürünüyor. İster beğenin ister beğenmeyin, Civil War’ın Marvel Sinematik Evreni‘ne en büyük katkısı Black Panther ve Spider-Man gibi iki güçlü ismi Avengers kadrosuna muazzam bir şekilde dahil etmesi oldu.
Captain America: Civil War’da Spider-Man’in Performansı
Spider-Man hakkında ise söyleyecek çok şeyimiz var. Fragmanda gözüktüğü andan itibaren filme olan ilgiyi inanılmaz derecede arttıran, kostümü, gözü, yaşı aylarca konuşulan, ekibin en genç ve dinamik üyesi Tom Holland’ın canlandırdığı Spider-Man oldu. Spider-Man’in filmde kullandığı malum kostümü kendisine Tony Stark’ın verdiğini zaten biliyoruz. Iron Man’ın müttefiği olarak filmde yer alan karakter filmdeki nadir mizah sahnelerinin de sahibi oldu. Özellikle Spider-Man ve Iron Man sahnelerinin şimdiye kadarki en komik sahneler olduğunu iddia edebiliriz. Açıkçası yenilenmiş ve sağlamlaştırılmış karakterin fragmandaki yansıması beni hem heyecanlandırmış, hem de umut edileni karşılamama ihtimaliyle ürkütmüştü. Neyse ki fazlasıyla tatmin edici Spider-Man sahneleri yersiz şüpheleri silerek kadrodaki yerini sağlamlaştırdı.
Başında filmin çizgi romanla epey paralel gittiğinden bahsetmiştik. Black Panther ve Spider-Man’in de filmdeki yerini almasıyla kadro iyice genişliyor. Ancak Civil War çizgi romanını okuyanlar, bu iç savaşta Daredevil, Wolverine, Deadpool ve Fantastic Dörtlü gibi yakından tanıdığımız karakterlerin aktif bir şekilde yer aldığını bilir. Hatta çizgi romanda, bu gerginliği fiili bir savaşa dönüştüren olay, Iron Man’in yanında yer alan Thor’un klonu Ragnarok’ın Captain America’nın ekibine kontrolsüz şekilde saldırması. Hal böyleyken Hulk ve Thor’un filmde yer almaması hatta Sokovia Anlaşması’nı ekibe sunan general Ross’un filmde yer almayan Thor ve Hulk için “Söylesene kaptan, Thor ve Banner neredeler?” şeklindeki iğneleyici sorusu akıllarda soru işareti bırakıyor.
Captain America: Civil War’da Savaş Başlıyor
Black Panther ve Spider-Man’den sonra Ant Man’in Captain America’nın yanında savaşa katılmasıyla kızışan olay havaalanında patlak veriyor ve iki taraf hafızalardan silinmeyecek savaş sahnesiyle birbirine giriyor. Kaptan’ın uçağa binip kaçmayı başardığını söyleyerek savaş konusunu noktalıyoruz çünkü devam eden olaylarla genele yayılan olay daralarak tamamen Tony Stark ve Steve Rogers arasında gerçekleşiyor. Beyni kontrol edilerek kış askerine dönüşen Bucky’nin çok kötü şeyler yaptığını biliyorduk. Kaptan ise doğru veya yanlış tartışılır, tüm bu kötülükleri ve çocukluk arkadışının kötü biri olduğunu bildiği halde Tony’i karşısına almak pahasına Bucky’nin yanında oldu. Bu alınmaya değer bir risk miydi bilinmez ama fragmanda yürekleri dağlayan “So was I” sahnesi ile Tony’nin bundan müthiş bir hayal kırıklığı duyduğu kesin.
S.H.I.E.L.D’in kurucusu ve Marvel için anlatılamayacak öneme sahip Howard Stark, yıllar önce geçirdiği trafik kazası nedeniyle ölmüştü. Babasını hayal ettiği ilişkiyi kuramadan kaybeden Tony için bunun ne kadar büyük bir travma olduğu malum. Bu konuda oldukça hassas ve yaralı olan Tony’nin, aslında babasının trafik kazası geçirmediğini, ailesinin yıllar önce Bucky tarafından öldürüldüğünü ve Kaptan’ın bunu bildiği halde hiçbir şey söylemediğini öğrenmesiyle ipler kopuyor. Bu filmle beraber ilk defa sarsılmaz egosu ve taviz vermediği duruşuyla tanıdığımız Tony’nin zayıf noktalarını ve zaaflarını öğreniyor, defalarca ağlayışına şahit oluyoruz. Bu nedenle Iron Man açısından kısmen yenik noktalanan bir film olduğunu söyleyebiliriz.
Toparlamak gerekirse izledikten sonra daha iyi olabilirdi hissiyatı veren filmin Black Panther ve Spider-Man’i dehşet verici şekilde kusursuz bir kurguyla daimi kadroya dahil etmesinin yeteri derecede tatmin edici olduğunu söylemeliyim. Dönüm noktası niteliğinde olan filmin her zamanki gibi hayranlık veren görselliği ise takdire şayan. Son olarak filmde, diğerlerinden farklı olarak iki tane After Credits sahne olduğunu belirtmekte fayda var. Şimdi ise gözler, Civil War’dan sonraki en iddialı yapım olan Doctor Strange’in vizyon tarihinde.
Captain America: Civil War Fragmanı
Captain America: Civil War Film İncelemesi
Müzik - 8
Görsellik - 7
Oyuncu Performansları - 8
Yönetmen - 8
Senaryo - 9
8
Çok iyi
Yıl içinde ister beyaz perde olsun, ister televizyon dizisi, Marvel yapımlarına aktif bir şekilde ulaşabiliyoruz. Ne var ki her zaman bu yapımlardan bir tanesi reklamının kusursuz yapılması veya uyarlandığı çizgi romanının beklemeye değer önem arz etmesi gibi nedenlerle yılın yapımı haline geliyor.