Son Mektup (2015) Film İncelemesi

Her zaman kendi isteklerimiz, beklentilerimizle bir işe başlar, beklentilerimiz karşılanmayınca çeşitli yollarla itiraz ederiz.

18 Mart Çanakkale Zaferi 100. yılı değerlerimiz bakımından çok büyük bir yere sahip. Dedelerimiz, büyüklerimiz bizim bugünlerde olmamızı sağlamak için orada süngü sallayıp, çatışırken; çekilecek tarihi değeri yüksek filmlerden beklenti yüksek oluyor. 18 Mart’ta yayınlanan filmden beklentim haliyle yüksek oldu. Giden ama cevabı gelmeyen bir mektup olduğu ortada ama cevabı yazamayan kişinin Çanakkale cephesinde şehit düştüğünü düşündüm kendi aklımca.

Son Mektup (2015) Film İncelemesi Başlasın

Filmin konusunu okumadan, 100. Zafer Gününde yayınlandığına kanıp savaş filmi göreceğini zannedenlerin hepsi yanıldı. Bariz aşk filmi çünkü… Konusunu okumadan, tanıtımı izleyip gittiğim, cephe günlerinin işlendiğini düşündüğüm bir filmdi; yanıldım. Savaşa dair görüntüler yok değildi lakin yetersizdi. Böyle bir yılda ve günde, bu türde vizyona giren tek film olmanın ayrıcalığını gösterememiş. Filmin bir çok eksikliği vardı, gözüme batan en büyük eksiklik görüntülerin altında tarihlerin belirtilmemesi. Hep bir tarih bekledim, özellikle 18 Mart gününü diğer savaşılan günlerden ayrı tutacak bir tarih, ama göremedim. Film ile ilgili kısa-uzun yazılan eleştirilerde olduğu gibi Mustafa Kemal Atatürk sitemine girmeyi pek düşünmüyorum. Çünkü zaten pek bilinmese de Çanakkale Zaferi Enver Paşa üzerine kurulu. –Çoğu kaynakta Cevat Paşanın adı da geçiyor.- Mustafa Kemal Paşa filmde bir sahnede vardı, yanlış hatırlamıyorsam helallik istenilen, zaferin öncesindeki sahnede.

Son Mektup (2015) Filminin Detayları

Tabi ki Çanakkale Savaşının en büyük kahramanlarından birisi Mustafa Kemal Paşa ama savaşın başkomutanı olan Enver Paşa bile doğru düzgün konu alınmazken, cephenin (diğer filmlerle karşılaştırılınca) o cesaret, korku, zafer hissi verilmezken, Mustafa Kemal Atatürk’ün filmde sadece bir sahnede olması pekte şaşırılacak bir durum değil sanırım.

Şimdiki zamanda oyunculuğuna çok nadir vakitlerde denk geldiğim Nesrin Cavadzade bu filmde beni hiç memnun etmedi. Oyunculuğunda sanki eksik bir şeyler vardı, bazı duyguları yersiz, ve yerine konulamayan duygularını hissettim. En sevdiğim davranışı; öksüz ve yetim olan, babaannesini de düşman tayyaresinin saldırısıyla kaybeden, kimsesiz kalan Fuat’ı gerçek bir anne gibi sahiplenmesi oldu. Savaş zamanında kim bilir kaç çocuk yetim kaldı, kaç çocuk evsiz kaldı. Nadir veya film de olsa böyle bir sahiplenmeyi düşünmek bile güzel hissettiriyor insana.

Son Mektup filminin, bir aşk filmi olduğunun bilincinde gidilirse, vakit geçirilecek bir film. 100. yılın değerine karşılık böyle bir film yapılması; haksızlık yapıldığını düşünmeme yol açtı.Tarihi değeri yüksek, önemli bir güne; 2 saat boyunca yetersiz cephe sahnesi, komutanların ve kahramanların hakkından yeterince bahsedilmemesi ve aşkın üzerine kurulu olması ‘bence’ bugüne haksızlık. O zamanlar sadece savaş yoktu; imkansız, kavuşulamayan aşklar, yetim öksüz kalan çocuklar, canı yanan anneler, eşler, evsiz kalan halk vesaire bir çok acı yaşandı. Benim görüşüm 100. yılın değerine aşk filmi değil, savaşın olduğu bir film armağan edilmeliydi. Diğer konular ise bir başka vakitte vizyona girilebilirdi, illa 18 Mart olması gerekmezdi.

Son Mektup (2015) Filmi Hakkında Son Sözler

Sevdiğim noktalarda oldu tabi, en azından o yılların işlenmesi, saf duru aşkın ekrana yansıtılması hoşuma gitti ama dediğim gibi, beklentilerim yüksekti. Eğer o gün bir başka Çanakkale filmi daha girilseydi -ki imkansız olduğunu biliyorum, sadece bir düşünce- daha olumlu bakabilirdim filme. Film müziği ise, Yonca Lodi’nin o güzel sesinden ve sözlerinden olsa gerek, gerçekten çok hoşuma gitti. Yinede izlemenizi tavsiye ederim, zorlukları, hemşirelerin, hastanelerin yetişmediğini, mektubun cevabının ne kadar beklendiğini, nasıl can yaktığını anlayabiliyorsunuz. Ruhları Şad olsun, onlar olmasaydı bugünün nimetlerinden yararlanamazdık. O yüzden, tarihinizin hiç aklınızdan çıkmamasını dilerim.

‘‘Tarihini bilmeyen milletler yok olmaya mahkûmdur!”

Son Mektup Fragmanı